10 Mayıs 2012 Perşembe

kim attıysa uykularımı o façalı kedinin önüne ciğer niyetine, ben onun ta amına koyiim


VE BÖYLECE BEN, ATEŞ DENİZLERİNDE MUMDAN GEMİLER YÜZDÜRMEKTE USTALAŞIYORSAM, NE FARKIM VAR DON KİŞOT’TAN?

aşka benzer bütün sözcükleri namluya sürerek de intihar edebilir insan.
bunu kendimden biliyorum. fakat ölümün bile bir vaadi vardır; kurtuluş, son vermek acıya, ağrıya, tiksintiye ve daha nicesine… Cennet ve tanrı umudunu bağrında taşır, o hep kaçtığımız ölüm bey arkadaşımız.

Şimdi sevdiğim diyeceklerimi iyi belle; 
Yanmaktan korksaydım senin gözlerine bakmazdım. Yaz olur mu, bunu bir kenara.
Ve cehennemin çapı, benim sana yandığım kadardır. Ulema da yazsın bunu bir kenara!
Ben anka kuşu değilim, kendimi  defalarca kerre külümden yaratamam.
Bunu da aynen böyle bildirin anneme!

Sonunu bilmediğim iki kelimelik bir masaldır; “seni seviyorum”
Fakat sevgilim
-Bu boktan yazının tam da bu satırında sana sevgilim diyebilirim.
Seni umutsuzca değil, ancak umutla sevebilirim! Bunu da aynen ben yazdım koydum, bir kenara...