11 Ağustos 2014 Pazartesi

VAYYY BENİ LEYLAK KOKUSUNDAN ÇOBAN ÇEVGENİNE, ARASTADAN IRMAKLARA ÇARK ETTİREN DARGINLIK!

bir daha bana aşk, sevgi, saygı, barış, iyilik, dürüstlük, onur, ahlak, erdem, hak hukuk, eşitlik, adalet, ilahi adalet, sabır, umut, aydınlık, devrim, inanç, kul hakkı, yetim hakkı, kadın hakkı, hayvan hakkı, yaşam hakkı, ağaçlar, parklar, barajlar omurga, başkaldırı, sanat, iyi kitaplar, iyi filmler, iyi kalpli insanlar, kediler köpekler sokaklar... sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünya hakkında güzellemeler yapan olursa ağzını burnunu duvara sürtüp beynini pekmez gibi akıtıcam. orta ve işaret parmağımı gözüne sokup, aynı anda baş parmağım ve yüzük parmağımı burnuna takıcam. Serçe parmağımla da damağını cırmıklıycam! yalanmış olm işte. hepsi yalanmış. saydıklarımı ne bu ülkenin halkları seviyomuş, ne de Allah. iyiler yalnızca masallarda kazanırmış. sabır, inanç, karma tasavvuf kitaplarının tesellisiymiş. isyan devrim özgürlük, ne devrime ne de özgürlüğe ihtiyacı olmayanların teori kasmasıymış. ben bi zaten kropotkin’in prens olduğunu öğrenince şüphelendiydim de konduramadıydım, ne biliyim. keza marx. biracı şişko. koskoca kıllı kıllı adamsın, sakalından utan! dört tane içtim mi ben de filozofum ama oturup da kitap yazmıyorum diil mi?! afedersin ama yazmayacaktın hocam, kitaplara inanan çocuklar onu ekmek sanıp, umut sanıp alıyor, sonra gagaları birbirine…

biz, tek bir kitaba değil, başka türlü bir dünyanın mümkün olduğu bütün iyi kitaplara inanmıştık. Kuran hariç değil! ama kitapsızlıkmış geçer akçe... ben artık kitaplara küstüm. fransız devrimine de küstüm, che'ye de, mahir'e de... la fontaine'e de küstüm, hallac-ı mansur'a da... küstüklerimi saysam burdan mars'a yol olur da, ben cosmos'a da küstüm ulan, daha ne sayacam!


velhasılı abidinim yeni türkiye herkese hayırlı olsun. vücut sıcaklığında, dik tutup üzerine oturunuz afedersiniz!