8 Temmuz 2012 Pazar

muhteşem olucak:)

"muhteşem olucak, bunu biliyosun diil mi"
dedi bana. aslında bilmiyorum ama duyunca, şimdi aklıma geldikçe içimle gülümsüyorum. kalbimde, kan hücrelerimde, iliklerimde hissediyorum bu cümleyi.

uzunca bi zamandır, hayli uzunca bi zamandır duyduğum en güzel şey "muhteşem olucak" korkma diyor, sakin ol diyor, inan diyor. bi bilgelik var. ya da bana öyle geliyor, ne biliyim...

bi ince hüzün var yine de. ama öyle delirdiğim anlar gibi diil, herşeyi yakıp yıktığım zirvelerim gibi... diil. bunu söylemek için erken mi bilmiyorum ama büyüyorum galiba. anlamaya çalışıyorum bana ne olduğunu, düşünüyorum. hep bi kemik resmi geliyor gözümün önüne. kırılan kemik, benmişim o. çat diye iğrenç bi sesle kırılıyor ve saçılıyor kan, ilik, hücrelerin... ortalık berbat. ortalık kokuyor. güneş değiyor ve çürüme başlıyor. kurtçuklar... yazarın burada güneşle kastının umut olduğunu belirtmeme gerek var mı? beni çürüten hep bir umut idi. ya da içimdeki o müthiş umut etme potansiyelini yanlış kullanmam. burada gülümsüyorum...

düşünüyorum ben böyle kendimi. bana ne olduğunu. artık kemik diil de saksıda nergis olarak görüyorum kendimi. cam önünde, biraz susuz kalmış. güneş değiyor, sararma başlıyor. hiç ses çıkarmıyor nergis kururken, solarken, ölürken. etrafa bulaşmıyor, kötü kokular saçmıyor kemik gibi. çürüme yok. kurtçuklar yok... sessizce gidicek nergis... zarif bi gidiş bu. ve annem o pembe saksıya başka bi çiçek dikicek...

"muhteşem olucak" evet artık biliyorum...

http://www.youtube.com/watch?v=rQLZoclskdE