13 Haziran 2012 Çarşamba

oha benzetmeye bak


Dedi ki bi arkadaşım daha doğrusu yazmış ki mektubunda; “seninle ilgili ne canlanıyor biliyor musun gözümde. Hastanede yürüyen hastalar vardır. Elinde serumunu taşır. Tekerlekli bir şeye asılıdır o serum. Zor yürür. Bir yandan da sen yanından geçerken yarı gülümser. Böyle yüzü de acır aynı zamanda. Seni aynı şekilde elinde serum yerine kalbinle görüyorum yavru. Serumla yürüyebiliyorsan ameliyattan çıktın, az biraz kalmış demektir”

bunu yazan arkadaşım muhtemelen bana güç vermesi, umut olması için yaptı bu benzetmeyi. Şu hayatta çok kere ameliyattan henüz çıkmış gibi, hapse atılmış gibi hissettiğim anlar oldu. Kalp kerizi teşhisi koydu melekler... ama dışarıdan böyle görünebileceğimi hiç düşünmemiştim. Canım sıkıldı ne yalan söyleyim. aslında içinde birazcık da olsa umut barındıran herşey canımı sıkıyor. eli serumlu hasta örneği gibi. o vakit serum iğnesini sökerek çıkarmalı damarlardan diyorum. çünkü umuda o kadar meyilliyim ki, onun içinde yönümü şaşırıyor, kayboluyorum. bu yüzden benim için bazı şeyler ya hep, ya hiç...