26 Haziran 2012 Salı

"derin bir ah çektim içim yandı"

Ah be edip abi. olaydın, anlataydım sana kanatlarımı nasıl soyunduğumu. ben böyle nasıl da inanmaya hevesliyken, artık uzak bile olamadığımızı... Ah be edip abim, iki gözüm hasret bir uzaklık ölçüsü diil artık... Ben bunu bir gün, kafam çok güzeldi o gün. Allah babaya bizzat... bak ben kendim bizzat söyledim Allah babaya! dedim ki ona. tövbestağfurullah allahım ama bana benim kanımı içirecekseydin madem, suyu niçin yarattın?.. Cevap veremedi edip abi. Cevap veremedi... Ben o gün bunun üzerine daha da bi, ama nasıl... daha da bi sarhoş oldum. ki henüz, üzüm yaradılmamıştı...

edip abi? kökünden sökülmüş bir ağaç... kökünden sökülmüş bir çiçek, böyle mi hissediyor? hangi bulut geçerse geçsin göğünden, yeşeremeyeceği bilgisiyle nasıl başediyor onlar? nasıl aldanmıyorlar diyorum edip abi buluta, yağmuruna?..

hala inanmaya hevesliyken bir yalana, tuhaf şey onu duyamamak...  

artık uzak bile diiliz edip abi... bitmişiz ki hem nasıl...

http://www.youtube.com/watch?v=xLvF4Oo4Js4