29 Ekim 2012 Pazartesi

bugün bana yarın sana demiştik, o yarındayız şimdi

bu tip durumlarda pek ayrılık gayrılık yaratmayı sevmem lakin...

kemalist değilim. bir sembolse eğer her 29 ekim cumhuriyet coşkusu yaşamıyorum, tıpkı her kurban bayramında bayram coşkusu yaşamadığım gibi. bugün polis saldırısı karşısında çıldırdınız, değil mi? alanlar, sokaklar yasak edilince, biber gazı, tazyikli su püskürtülünce. "nasıl olur" dediniz. "ne cüret. burası benim vatanım!"

bu ülkenin gerçek vatanseverleri hapishanelerde katledilirken ses etmediniz. cumartesi anneleri dövülürken, sürüklenirken, evlatları kör kuyularda kaybedilirken ses etmediniz. 6 kasımlarda, 1 mayıslarda. yakın tarih metin lokumcu hopa'da basın açıklaması sırasında öldürülürken de ses etmediniz. jargonunuz, bugün size bu zulmü uygulayanlarla aynıydı. onların size öğrettiği dille konuşuyordunuz. egemen, ezbere bir dilde. beyinlerinizin olması gereken yerde süt vardı da sanki, kaymak tutmuştu.

bugün yaşananlardan memnun olduğum gibi bir tablo çıkmasın ortaya, asla!.. sizlerden çok daha fazla öfkeliyim. bugün bu hale gelinmişse, bunda en çok sizin payınız var! elbette hoşlanmayacaksınız bu dediklerimden. susmamanız gereken zamanlarda sustunuz. başınızı çevirdiniz, görmezden geldiniz. ta ki bıçak kemiğe dayanıncaya kadar. sizin kutsalınıza el uzatacakları ana kadar. beyler bayanlar, o kutsalın yıllardır ırzına geçiliyordu bu topraklarda.  Neredeydiniz? ha tabii kutsaldan ne anladığımız aramızdaki farkı belirliyor öyle değil mi. benimkisi basit bi kaç şey; insan, adalet, özgürlük.

diyorsunuz ki polis bayrak açan, annesi yaşındaki kadına saldırdı. polis bayrak açmayan "oğlum nerede" diyen annesi yaşındaki kadını yerlerde sürüklüyordu, niçin görmediniz? metin lokumcu, babası yaşındaydı o polislerin çoğunun, niçin görmediniz? yahu hapishanelerde yananlara benzinli battaniye veriyordu, kardeşi yaşındakiler niçin görmediniz? hani şu hepimizin evinde olan, üzeri kaplan desenli kahverengi sarı battaniyelerden. hani sarıldım mı anne karnını hatırlatan, sıcacık battaniyelerden!

kemalist değilsem de Atatürk düşmanı da değilim elbette. Onu tarihteki önemli adamlardan biri olarak okuyorum. Türkiye için hele hele... siz ilahlaştırdınız, putlaştırdınız onu. adamlar da cahiliye devri arabistanı gibi, ilk putlarınıza saldırmakla koyuldular işe. Siz ucuzlaştırdınız onu. "aşk hiç görmediğin halde 131 yaşındaki bir adamı sevmektir" bak yav. Hay allah! bu kadar diil mi kemalizmden anladığınız? akp'ye karşı popüler bişiydi Atatürk. ve üstelik bedavaydı. hiçbir bedeli yoktu. konforlu olanı seçtiniz. şimdi bedel gerektiriyor işte. ota boka atamın kemikleri sızlıyor diyen,  sonra evindeki temizlikçiyi aşağılayan, ezan sesine söylenen sözde cumhuriyetçi teyzeler var ya, heh işte o kafaların da katkısı büyük. bugün bu heriflerin size karşı bu kadar saldırgan olmasına. Zaten bence asıl bunları gören "atamın kemikleri sızlıyor"dur. Yobazlığınız sağ olsun!

aynı durum sözde dindarlar için de geçerli. o kadar yozlaşmış, o kadar dejeneresiniz ki. hep söylüyorum sizinle aynı allaha inanmıyoruz diye. Başınızdaki vatanını satan, emperyalizm uzatmalısı. siz de onun göt yalayıcılarısınız. Kur'ân mahşer yerini şöyle tarif eder "o gün ana oğulu... baba kızı... kardeş kardeşi tanımayacak" bugün ankara'daki saldırınızla tam da bunu yaşattınız. nice güzel anaların, dangalak oğulları saldırdı anası babası yaşındakilere. sizin inancınıza göre, sanıyorum deccalsiniz, şeytansınız, kıyamet alametisiniz! Allahını sevenleri tamamen tenzih ediyorum.

yine de haberleri açtığımda ne yalan söyleyim gurur duydum. bağdat caddesindeki kalabalıktan, yapılan kutlamalardan. "onlara rağmen" başardınız bunu. bu bir isyan kıvılcımıdır. "demek gökten ağsa bile tohum, yürekten düşecekmiş"

kanal kanal dolaştım. hepsinin sol yahut sağ üst köşesinde Atatürk ve bayrak resmi. hiç bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. argümanlarımız farklı olsa bile, mevcut koşullar çerçevesinde değerlendirildiğinde bir başkaldırı sözkonusuydu. sonra trt ve atv'yi açtım. aynı logo oralarda da vardı. fesatlandım bu kez de. Yok. komplo teorileri üretmeyeceğim. şimdilik!

faşizmin en yoğun, en pervasız, en şiddetli dönemini yaşıyoruz. köprüden önceki son çıkıştayız belki de. felaket tellallığı yapmak istemem ama hemen bu gece okyanus ötesinden bir devşirme gelebilir ve sabah bambaşka bir ülkeye uyanabiliriz. tıpkı humeyni'yle birlikte gerçekleşen iran islam devriminde olduğu gibi. demem o ki artık köprüleri yakma zamanı. katlanmak zorunda değiliz. uzlaşılıcak günler, çoook geride kaldı.

http://www.youtube.com/watch?v=GaVNfZWBVhQ