önümüzdeki üç yıl içinde ülkeyi terk etmeyi planlıyordum,
annemi ve kardeşimi de alarak. dün gece o.c. davasından sonra uzun uzun
düşündüm, iki kardeşim daha var ve onların çocukları. yani ki sevdiklerim...
kendimi internetten satılık adaları araştırırken buldum. imar izni filan nası oluyodur acaba diye ciddi ciddi takıldım. saatler sürdü ve ben o
saatler boyunca holivıd yıldızı gibi hissettim. insan garip mahlukat. halden
hale geçişimizi açıklamaya kimya bile yetersiz kalabiliyor böyle anlarda. Hayatın
sertliğini ışıltılı hayallerle katlanılabilir kılıyoruz. Bunu niçin yapıyoruz
hiç anlamış diilim. neyse gidiceksen sevdiklerini de alıp gidiceksin,
kalıcaksan onlarla birlikte mücadele ediceksin sevgi dedim. beni biliyosunuz,
pek küfürbaz bi hatunum, çogayıb bi insanım. dün gece haberi okuduğumda içimde
büyüyen öfke dalgasına rağmen küfretmekten korktum. şunu hissettim. acaba
ettiğim tüm o küfürler teşvik edici olabilir mi? nihayet "dirty
talking" diye bişiy var diil mi?.. Açıkçası hangi davranışım, hangi
sözcüğüm bütünün içinde neye yol açıyor, bilmiyorum ve ben korkuyorum. Hastalıklı
bi düşünce olabilir ama bunu şöyle izah ediyim; çalışıyorum, belki çocuklara
masallar anlatıcam onu yazıyorum. Çay istemiş canım. Demlemişim. Ocakta çay. Ben
kurduğum masal dünyasına öyle dalmışım orada öyle mutluyum ki çayı ocakta
unutmuşum. Fokurduyor su… Bunları biliyorsunuz aslında, benim çaydanlığımdan
çıkan buhar, yağmur bulutlarına sebep oluyor ve dünyanın bi tarafına yağmur
yağıyor. 14 yaşında bir çocuk sokakta o sıra. Islanmış… çamur pis… bir araba
yaklaşıyor yanına. İçinde emniyet bilmem ne müdürü var. Tabii ki güvenicek, çünkü
hala polise ve büyüklerine güvenicek yaşta. sonrasını tahmin edersiniz “rızası
var” raporu veriyor mahkemeler… ben yani
ne biliyim… burada yazarken, yemek yerken, alışveriş yaparken, aşık olurken
hatta, dua ederken belki, senaryo yazarken, küfrederken şiir okurken farkında
olarak olmayarak yaptığım herhangi bir şeyle kimbilir nelere sebep oluyorum. Diyorum
ki Abidin, Allah kahretsin! ben ne yaptım da bu dünya bu hale geldi?!. Kendimi kesmeme
yemek borumdan yukarı fışkıran mide asitlerim engel oluyor her defasında. Kadını,
çocukları, hayvanları mağdur eden sistem, katilleri, tecavüzcüleri,
işkencecileri de yaratıyor. Katili ve kurbanı yaratan aynı Allah! Ben işte herhangi biriyim yalnızca adım sevgi.
aldığım tek nefesle bile bu tiranlığa fayda sağlıyorsam ben nefesimi tutmak
istiyorum. üzüntüden, duyarlılıktan değil. öfke ve tiksintiden! Ve tanımadığım
milyonların vebali varsa omuzlarımda işte o zaman acıdan ve çaresizlikten… ben
gerçekten bilmiyorum…